dayanamamak

dayanamamak
daya'namamak sich nicht behaupten können (-egegen); nicht hinnehmen können, nicht aushalten können (-e A)

Türkçe-Almanca sözlük. 2013.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Schlagen Sie auch in anderen Wörterbüchern nach:

  • acısına dayanamamak — (birinin) bir kimse bir yakınının ölümünden büyük üzüntü duymak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yüreği kaldırmamak — dayanamamak, katlanamamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yüzüne duramamak — dayanamamak, bir isteğe hayır diyememek, kıramamak Aman sayın bayan beni çağırmayınız. Güzel yüzüne duramam, içeri girerim. Girince de... M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kıskanmak — i, den 1) Sevgide veya kendisiyle ilişkili şeylerde bir başkasının ortaklığına, üstün durumda görünmesine dayanamamak Mühür gözlüm seni elden / Sakınırım, kıskanırım. Âşık Ali İzzet Özkan 2) i Herhangi bir bakımdan kendinden üstün gördüğü birinin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • acı — is. 1) Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu, tatlı karşıtı Acıyı sever. 2) sf. Tadı bu nitelikte olan Acı kahvesini yudumluyordu. T. Buğra 3) Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık, ıstırap Omuzlarına kadar vücudun derisini …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zora gelememek — baskıya, sıkıntıya veya sıkı bir çalışmaya dayanamamak, katlanamamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıkıntıya gelememek — güç işlere dayanamamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şakaya gelmemek — 1) şakaya dayanamamak 2) hafifsemeye, savsaklamaya gelmemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • içi götürmemek — 1) acıklı bir durum karşısında dayanamamak 2) kıskanmak, çekememek 3) vicdanına sığdıramamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yüzü olmamak — 1) (bir şeye) o şeye dayanamamak 2) (bir şeye) cüret ve cesareti olmamak, utanmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • elden gelmemek — yapamamak, dayanamamak Bu üzücü durum karşısında ağlamamak elden gelmiyor …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”